Bu ahşap tablonun katmanları, sadece renk ve derinlikten ibaret değil; her bir oyuk, yüzeyin altında gizlenen bir hikâyenin yankısı. Her katman, bir varoluşun farklı bir düzlemi. Onlar, zamanın ve mekânın ötesinde, kolektif bilincin labirentlerinde kaybolmuş ruhların portreleri.
Gözler, sarı ve kırmızı tonlarla yanıp sönen fenerler gibi.
Bakışları, dış dünyaya yönelmiş gibi görünse de aslında kendi içlerindeki sonsuz boşluklara, geçmişin ve geleceğin kesişim noktalarına kilitlenmiş durumda. Gördüklerimiz, gördüklerini düşündüklerimizden çok daha karmaşık. Her birinin hikâyesi, yanındakiyle iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan ya da çelişen bir bütün oluşturuyor. Bu yüzler, sessiz bir diyalog içinde: birinin melankolisi, diğerinin öfkesiyle; birinin neşesi, diğerinin kederiyle yankılanıyor.
Ahşap doku, bu hikâyenin toprağı. O, varoluşun ham, işlenmemiş halini temsil ediyor. Sanatçının elleri, tıpkı bir arkeolog gibi, bu katmanları kazarak yüzeyin altındaki hakikatleri ortaya çıkarıyor. Tıpkı psikanalizin bilinçaltını deşifre etmesi gibi, bu tablo da insan ruhunun çok katmanlı yapısını gözler önüne seriyor. Bu eser, sadece bir obje değil; o, bir varoluş felsefesi. Gördüğümüz her yüz, bir metafor. Bilinç, kimlik, bellek ve zamanın dansı bu eserin derinliklerinde gizli.
Bu tablo, bize sadece bakmakla yetinmememizi, her bir detayın altında yatan anlamı, yani bilinçaltının labirentini keşfetmeye davet ediyor.
PERSONANIN YANSIMASI
- Çerçevesiz tasarımı ile mekanınıza modern ve minimalist bir dokunuş katar.
- Soyut sanat eseri, evinizin veya ofisinizin atmosferini zenginleştirirken, dekoratif bir unsur olarak öne çıkar.
- Ürünün duvara montajı için çivi ve asma aparatı gönderilmektedir.























